Bilemezsin ne kadar mutsuzum buralarda.
Ve ne kadar yalnızım bu karanlıkta.
Hep aynı karanlık uzaklara dalıyor gözlerim,
Sonra isyanla titreyen dudakların geliyor aklıma.
Ve o simsiyah, ıslak, acı çeken gözlerin...
İşte o zaman senin için, senin acılarını yansıtan,
Çığlıklar atıyorum önümde uzanan mavi karanlığa.
Gecenin hüznü çökmüş yağmur bulutlarına.
Bırak gökyüzü ağlasın senin yerine bir de ben,
Sen acılara inat,
Kurut gözlerinde biriken yaşları.
İçini kavuran o acı intikam uğruna,
Yalnız ama yalnız sende varolduğuna inandığım,
O güzel değerleri yitirme ne olur.
Canım benim,
Bana haber yolla masal kuşlarıyla,
Tutunup kanatlarına uçarak geleyim.
Yine eskisi gibi koy başını omuzuma,
Günler, geceler boyu öylece dertleşelim.
Ta ki, bir şafak vakti yeniden doğmuşcasına,
Tüm acılarından arınana dek, yanında kalayım.
Birlikte kıralım zincirlerini tutsak yüreğinin,
Ve "Artık Mutluyum" dediğinde,
Ben de sessizce evime döneyim...